Pazar rahatlığı

Pek güzel bir gündü bugün. Gelin size basitliğin rahatlığından bahsedeyim biraz. Bedir bu pazar günü rahatlığı biliyor musunuz? Sabah uykunun sizi götürdüğü yere kadar yatağınızın kıyısında kendinizi dalgaların rahatlığına bırakmaktır. Arkadaşlarla gülüşmeler ve tatlı sohbet eşliğinde içilen bir bardak kahvedir. Arkada yıllar öncesinden kaaln hit şarkılar çalarken salondaki bitkilerinizi sulamaktır. Bu böyle gider de gider. Benim bu pazarım ikinci yazdığımdı, artı kruvasan da vardı yanında :)

Hani dönem dönem hayatınızda bir şeylere takarsınız da kendinizi sürekli onları yaparken bulursunuz ya. Ha bu kruvasan da benim hayatımın bu döneminin konsepti oldu galiba. Pek mutluyum bundan ahahaha. Son buluşmalar, arkadaşlarla zaman geçirmeler hep bu kruvasan çevresinde şekillenmeye başladı.

Yıllar içinde aklımdan geçenleri, kalpten istediklerimi bir vision board olarak kabul edersek, zamanında Fransa'da kahvaltı olarak yediğim sade kruvasan ve yanına acı bir kahvenin tadı hep orada olmuştu. Bu Kruvasante (Ankara'da bir kafe) açılmadan önce "Ya Türkiye'de neden kruvasan yok?" diye dertlendiğimi hatırlarım. Hadi dertlenmek demeyelim de düşünmek diyelim. Yoksa böyle der mi olur tabii ki.

Çok da önceden planlanmamış ama düzen sarsıcı bir şekilde son dakikaya da kalmamış bir pazar planı çoğu şeye iyi gelebilir. Bir de sevdiğiniz insanlar yanınızdaysa... Deme keyfime. Belki çok çok küçük şeyler gibi gelebilir size ama bu tablo benim için ayrı bir öneme sahip.

Bu yaşımdan (23) ileriye doğru şöyle bir hayatımı sardığımda şunu kolayca fark edebiliyorum. Bundan 10 sene ya da 20 sene sonra bazı şeylerin önemi değişirken bazı şeylerin hala orada, belki de daha büyük öneme sahip olduğunu göreceğim. Değişecek şeylere örnek 20'li yaş hecesleri, stresleri ya da maddi herhangi bir kaygı olabilir. Değişmeyecek şeylerden ise iki tane çok spesifik şey aklımda geliyor düşündüğümde. Arkadaşlar ve aile. Bu aile sizi getiren değil de sizin getirdiğiniz aile. Burası önemli.

Benim için o yüzden bugünkü tablo bu kadar değerliydi. Keyif verici derecede rahat ama laçka olamaycak kadar da sağlam. Turuncuydu bugün o kahve masamız. Bunu çok düşünmeden böyle yazmak istiyorum. Evet turuncuydu.

Yarın çok acayip bir şey yapacağım. Yine uzun zamandır hem istediğim hem de çooook çekindiğim ve yapamayacağımı düşündüğüm bir şey.

(1 saniyelik farkındalık saygı duruşu koyuyorum bu araya. Sürekli istediğim şeyler bir şekilde başıma geliyor ya da ben gidip onları deneyimliyorum. Wow. Evet saygı duruşu bitti devam)

Ne yapacağım biliyor musunuz? Ayyyy çok garip ve heyecanlı. Yarın ilk kez profesyonel çekimde modellik yapmayı deneyeceğim. Bu ajanstır modelliktir vs benim pek detayını bildiğim işler değil ama içimde bir yerde bir modellik yapma isteği hep varmış sanırım. O kadar derindeymiş ki ben bunu yeni yeni görebiliyorum. Gerçekten orada öyle bir istek olduğunu. Bir yandan da içimde şöyle bir düşünce var. Suratımın ve fiziğimin modelliğe uygun olmadığını ve o çekimlerde benden güzel bir iş çıkmayacağını düşünüyorum.

Yarın sonuç ne olursa olsun ben buna adım atıp en azından böyle bir şeyi deneyeceğim için şimdiden kendimi tebrik ediyorum. Yarın gelip buraya yazacağım şeyleri çok merak ediyorum.

Kalbimizi ve zihnimizi açık tutup biraz da fiziksel bedenimizi dinlendirmeliyiz diyip bugünü kapatıyorum.

Cya ♡