Neyin Zamanı?
- venerasyy
- Nov 16, 2023
- 4 min read
Updated: Dec 14, 2023
Bu aralar Virgin River diye bir dizi izliyorum. 1 sezonu bitirdim. Tam bu aralar aradığım bir diziydi. Sessiz, sakin, insan ilişkileri anlatan huzurlu bir şeyler arıyordum. Şimdiye kadar da hep yürüyüş yaparken koşu bandının üzerinde izledim. Benim için sadece orayla bağdaştı beynimde. O diziyi izlediğimde kendimi otomatik olarak yürürken ya da koşarken hayal etmeden olmuyor.

Dizi genel olarak huzurlu bir ambiyansa sahip. Countryside bir yerde geçiyor. Küçük bir nüfusa sahipler ve sıcak insan ilişkilerini gözler önüne seriyor. Ama bu tatlılığı yansıtırken bir yandan da karakterler gerçekçi. Öyle her şey toz pembe anlatılmıyor. Bu en çok hoşuma giden özelliklerinden biri oldu dizinin. Herkesin kendi geçmişinden gelen pişmanlıkları ve geleceğe dair kaygıları mevcut. Bunlar da çok güzel işleniyor dizide bölüm bölüm.
Neyse, ben burada dizi incelemesi vermek için yazmıyorum bu yazıyı ahahaha. En son izlediğim bölümde bir şey vardı. Bu bana ne kadar da basit bir şeyin özlemini çektiğimi fark ettirdi. Bir tane eski asker karakter var dizide. 3 yıl sonra diğer eski asker arkadaşlarıyla “reunion” düzenliyorlar. Bir araya gelip birkaç gün zaman geçirip dağılıyorlar. Evet benim özendiğim şey de tam olarak bu. Bu anların basitliği ve keyfi.
Birkaç tane aktivite ayarlamışlar. İşte nedir efendim, bisiklete bineceğiz, birlikte ateş başında bir şeyler atıştırıp bira içeceğiz, derede kano yapacağız. Olay, bir aktivite olması. Tabi burası benim bir hayli kişisel bloğum olduğu için şu ana kadar yazdıklarım sadece benim için anlamlı duyuluyor olabilir. Orasını bilemeyeceğim. Kısaca demek istediğim, bu basitlik benim hayatımda eksikliğini çektiğim bir şey.
Bu basitlik, keyif ve birbirine bir şeyler katma hali benim 24 yaşında bir birey olarak arkadaşlıktan beklentimdir. Arkadaşlarımdan beklentimdir demiyorum, genel olarak arkadaşlık kavramından beklentim budur. Ha ortada bir kavram karmaşası varsa bu da benden kaynaklı dolaysıyla da sadece benim çözebileceğim bir durumdur. Başka bir deyişle, elimdeki bir kavramdan memnun değilsem o kavramın hayatımdaki temsilcilerini suçlamak beni bir çözüme götürmez.
Ben, hayatında karar alabilen, aldığı kararların da arkasında durabilen bir insanımdır. Ancak fevri karar vermekten çoğu zaman kaçınmaya çalışırım. Eğer bu ayrımı bilinçli bir şekilde fark edebiliyorsam o kararı vermeden önce kendimi o duruma maruz bırakıp o aralığı deneyimlemeyi de seçebilirim.
Şimdiye kadar aldığım kendimce büyük kararlarda genel olarak aynı model işledi. Bir süre bir şeyin içinde çırpındım, fark etmeden; sonrasında bu belli bir raddeye dayanınca değişmeyi seçerek o büyük kararı verdim ve o ortamdan/olaydan/kişiden sıyrıldım. Şu an hayatımda olan insanların sayısı iki elin parmaklarını geçmez ama sorsanız çoğu kişi tanımıştır beni şimdiye dek. E tanırlar tabi, bu devirde birbirini tanımayan mı var?
Şimdilerde kendime sormaya başladığım soru ise şu: ben yine aynı çırpınmada mıyım? Bu örneğini verdiğim arkadaşlık konusunda mesela. Çok daha üstü kapalı yazmayı düşünmüştüm ama bu şekilde gelişti yazım. Sonra da düşündüm ki zaten bu yazıyı yazarken düşündüğüm insanlar belki de bu yazıyı hiç okumayacaklar… ahahaahaha (gülüş ama acı gülüş…)
Bundan öncesinde gidip sorardım. Evet ben bu bloğu okunsun, büyüsün, gelişsin diye açmadım ama yukarıda da dediğim gibi insan ister istemez en yakınlarından bir tür yaklaşım bekliyor. Biliyorum bu da benim beklentim, o yüzden kimseyi suçlama derdim yok burada. Kendi beklentimin de farkındayım. Sorduğumda da bir şekilde okuyamadıkları ya da bir türlü buna zamanları olmadığı gibi cevaplar aldım. Ne kadar yanlış ne kadar doğrudur bilemem. Bu sefer gidip sormak yerine bu yazıyı yazıp bırakacağım. Daha fazla aksiyon… no…
Peki ben ne istiyorum? Hangi istek doğrultusunda ne tarafa adım atacağım? Atacak mıyım? Bundan öncelerinde bu aynı çırpınmaya girdiğimde o anda bir karar verirsem bunun fevri ve gereksiz olacağını düşünüp kendimi frenliyordum. Ancak şimdilerde tekrar benzer düşüncelerdeyim. Bu kararı “fevri” kategorisinden çıkarmak için yeterince zaman geçmedi mi?
Peki ben ne istiyorum?
Ben yanımdaki insanlarla keyifli zaman geçirmek istiyorum. Birlikte geçirdiğimiz zamanlar görev gibi belli bir süre döngüsünde tekrarlansın, tamamlansın sonra tekrar tamamlanmak üzere dağılınsın istemiyorum. Ortada bir aktivite olabilsin istiyorum. Bir etkinlik düzenleyebilelim, çok basitinden bir yemeğe gidebilelim. O yemek bir şey adına olsun mesela. Uydurma da olsa bir şey adına olsun. Kafamız açık olsun arkadaşlarımla, aa bu esti diye yapabilelim. Bugün hiçbir şeyin yıldönümü mesela diye gidip hiçbir şeyi kutlayabilelim arkadaşlarımla. Öyle uçarı kaçarı saçmalamaya gerek yok, bu şekilde bir basitlikle özgürleşebilelim. Birbirimize dertlerimizi, sorunlarımızı anlatırken mutluluklarımızı, başarılarımızı, heyecanımızı da kısmadan azaltmadan anlatabilelim. Birbirimizi görelim. Kendimizi göstermek zorunda kalmadan birbirimizi görebilelim ama bunu her seferinde aynı satırdan aynı kelimelerle başlayan cümleler gibi yapmayalım. Sadece yapmış olmak için yapmayalım. Birbirimize gerçekten bir şey katabilelim. Sorduğumuz soruların cevaplarını duymaya açık olalım. Açık olalım ya. Hayatı kendimiz için de birbirimiz için de zorlaştırmayalım. Bir şey yaşıyorsak yaşayalım. Mış gibi yapmayalım. Agresifsek agresif olalım ama pasif agresif olmayalım. Bir şeysizliğin bazen ortada koskocaman bir şey olmasından daha büyük olduğunu görebilelim.
Benim ruhum bunları ister. Ben bunları yaşamıyorum ki. Yaşamadığım yerde kalmalı mıyım? Neden?
Toksik ilişki, bırakması en zor ilişki tiplerindendir. Pasif agresyon da kaçması en zor agresyondur. İkisinin de ortaklığı fark edilemez olmalarıdır. Eğer ortada iyi bir arkadaşlığınız yoksa bu otomatik olarak kötü bir arkadaşlığınız olduğu anlamına gelmez. Bariz kötü ve zararlı bir şeyden kolayca uzaklaşmanız kolaydır. Ama ya ortada kolayca etiketleyemediğiniz bir şey varsa?
Benim durumumda, benim elimde spesifik iyi ya da spesifik kötü yok. Bu yüzden karar vereceğim şey kötü şeyden nasıl kurtulurumdan çok uzak. Benim şu anda düşüneceğim, elimde bu var, ben bununla devam etmek istiyor muyum olacak. Bu da oturup hadi ne yapayım diyeceğim bir şey değil. Öyle bir karar olduğunu düşünmüyorum. O yüzden bu farkındalıkla bir süre daha burada takılmayı düşünüyorum.
Cya ♡
"Sonra da düşündüm ki zaten bu yazıyı yazarken düşündüğüm insanlar belki de bu yazıyı hiç okumayacaklar… ahahaahaha (gülüş ama acı gülüş…)" yazılarını okurken tatlı bir tebessüm beliriyor yüzümde ve ilgimi çeken noktalardan biri analitik güzel bir kaleminizin olması:) akademik bir çalışma yapmak istiyorum lütfen bana ulaşabilir misiniz. Önemli .iştirak ederseniz sevinirim . Sevgi ve saygiyla venera hanım 😉