Evet bugünün başlığı tam olarak bu: plansız düzen ve kahve. Dün de yazdığım gibi bugün de self-log tuttum. Yine burada da paylaşacağım. Sanırım bu hafta full tutacağım. Bugünün temasını self-logu incelerken fark ettim. Sürekli ya kahve içiyorum ya da kahve içmeye çalışıyorum :) Bugün mü öyle denk geldi yoksa genel olarak bu ara kahve tüketimim arttı mı göreceğiz logları takip ederek.
Bu sabah alarmım çaldığında tak diye uyandım. Bunun ne kadar iyi hissettirdiğini unutmuşum. 7'ydi saat. Salona geçtiğimde henüz güneş ışıkları içeri vurmamıştı bile ki evim sabah fena güneş alır. O kadar erkendi ki ev hala sabah soğukluğu taşıyodu.
Bugün de dün gibi genel bir plan çerçevesinde günümü geçirmeyi düşünmüştüm. Sabah daha da erken kalktığım için ekstra zamanım da olacaktı. Ancak işler her zamand a planladığımız gibi gelişmiyor. Çok ekstra bir sekte olmadı günümde ama planlamadığım bir mide bulantısı çat diye günümü ortadan böldü.
Dermotologa en son tahlillerimi götürdüğümde depo demirmin biraz düşük olduğunu tedbir amaçlı bir takviye yazacağını söylemişti. İlk aldığım gün feci bir mide bulantısı yaşadım ama o ara rafine şeker vs tükettiğim için, ağrıyı onlara bağlamıştım. Bugün ikinci kez alınca ve birebir aynı semptomları yaşayınca anladım. Bir daha kullanmayacağım ilacı. Boşu boşuna 30 dk kıvrandım durdum.
Haydi gelelim self-log'a:
Self-log (17 Ekim):
07:00 - Alarm çaldı ve direkt uyandım
07:20 - Ayılıp sabah rutin işlerimi yaptım (tuvalet, su, cilt bakımı vs) şimdi yoga yapacağım
08:10 - Sabah yogası yaptım, ağrıyan yerlerimi özellikle gevşettim + core çalıştım. Şimdi giyinip yürüyüşe ineceğim
08:30 - Yürüyüşe iniyorum
09:30 - Yürüyüş bitti eve geldim, duş alıp kahvaltı hazırlayacağım
10:00 - Kahvaltı hazırlamaya başlıyorum
11:00 - Sabah içtiğim demir hapı midemi çok kötü yaptı, ani dinlenmeye geçtim bir süre
- Bu arada bir şeyler yedim kahvaltı olarak ama tam saatini not edemedim
13:15 - Koltukta dinlenerek iş yapıyorum. Ne tam dinlenme ne tam iş ama iyi geldi
15:15 - Dinlenerek çalışmayı bitirdim. Şimdi salt çalışma kısmına geçiyorum
16:00 - Verimli, kısa ve öz bir çalışma oldu. Çok memnunum. Şimdi kahve keyfi yapacağım
16:05 - Salt keyif yapmaktan vazgeçtim. Kahve + çalışma yapacağım. Bugünün konsepti bu oldu kendiliğinden
16:50 - Atıştırmalık bir şeyler hazırlayacağım
17:05 - Hazırladığım atıştırmalığı tft oynarken yemeye gidiyorum
18:10 - Oyunum ve atıştırmalığım bitti. Şimdi kendime bir türk kahvesi yapacağım ve çalışacağım
19:00 - Akşam yemeği zamanı
19:30 - Yemek bitti. En son yaptığım türk kahvesini soğuttum içemedim, şimdi tekrardan yapıp keyfini yapacağım (+ çalıştım)
20:50 - Dışarıya akşam yürüyüşü yapmaya çıkıyorum
21:45 - Eve geldim. Golden milk yapacağım
22:05 - Blog yazmaya geçiyorum
Vee yine buradayız. Buradan sonra da yavaştan yatağa geçip uyuyorum zaten. Fark ettiyseniz bugün paso kahve içip ya da içmeye çalışıp iş yapmışım. Şimdi dönüp bakınca sanki hem tüm gün dinlendim hem de tüm gün çalıştım. Bunları yazarak kayıt altına aldığım için iki tarafı da çok net gerçekleştirdiğimi görebiliyorum. Eğer bugün self-log tutmamış olsaydım şu an büyük ihtimalle hissettiğim şey şu anda hissettiğimin tam tersi olurdu. Sürekli çalışmaya çalıştım ama bir türlü başına oturamadım gibi gerçek olmayan bir düşünceye inandırabilirdim kendimi.
Bu kendi içimden gelerek kafadan uydurduğum self-log metodu büyük ihtimalle bir yerlerde ünlü yazar bilmem kim tarafından TedX konuşmalarında falan anlatılıyordur belki. Ha yok eğer şimdiye kadar adı hiçbir yerde geçmediyse ve kimse bunu keşfetmediyse bu postlar sayesinde patentini alıyorum bu olayın. Aha buraya yazdım! -böyle oluyor mu ya bu işler?-
İdeal olarak geçirmek istediğim haftamın 2. gününü de geride bıraktık. Üzerimdeki bu tatlı yorgunluk o kadar güzel geliyor ki şu an. Ne zaman davranışlarımı takip edecek yöntemler kullansam bu güzel hisleri yaşıyorum gün sonunda ve beni çok besliyorlar. Belki ben normalde de (davranış takipçisi bir metod kullanmadığımda) bu işleri yapıyorum ama gün sonunda kafamda yanlış inançlarda yatağa gidiyorum. O yüzden de o günü yeterince istediğim gibi geçiremediğimi düşünüyorum. Belki de tam tersi; ben sırf davranışlarımı takip edip kayda geçtiğim için daha verimli ve kafamdaki plana uyan şeyler yapıyorum.
Bilemeyeceğim. Sonuçta ne olursa olsun bu metot bana iyi geliyor mu geliyor. Bitmiştir.
Bu haftaya ideal haftam olarak geçirmek istiyorum diye başlama sebebim mükemmeliyetçilik damarımın kabarması değil. İnsanın kafasında bazen susturamadığı ve sürekli bir şeyleri eksik ya da yanlış yaptığını söyleyen seslerin desibeli artabiliyor dönem dönem. Ben de böyle bir dönem yaşadım. Burada da bahsetmiştim o dönemlerden. Sonra dedim ki madem bir şeyleri eksik yaptığım için rahatsız oluyorum, nedir benim kafamdaki bütün? O eksik kalan bütün? Onu kafamda oluşturdum önce. Sonra da kendi üstümde deney yapmaya karar verdim sadece.
Kafamdaki ideal haftamı yaşadığımda ne olacak? Bunu yapıp sonradan değerlendireceğim. Psikolojide -yanlış hatırlamıyorsam- cognitive dissonance dediğimiz bir şey vardı. Bilişsel uyumsuzluk diye de çevirebiliriz. Kısaca düşündüğün ve yaptığın şey arasındaki fark açıldıkça stres seviyen artar. İnsan da doğal olarak bunu çözmek için ya düşüncelerini değiştirir ya da davranışlarını. Hatta şöyle söylesem daha doğru olacak; ya düşüncelerini davranışlarına yaklaştırır ya da davranışlarını düşüncelerine.
İlk müdaheleyi düşüncelerdense davranışlara yapmak daha olası ve kolaydır. Çoğu terapi metodu da bunun üzerine inşa edilmiştir zaten. Ben de o yüzden kafamdaki ideali değiştirmek yerine davranışlarımı o ideale yaklaştırıp yaşadığım zihinsel uyumsuzlğu ve bunun getirdiği stresi azaltmayı hedefliyorum bu hafta boyunca. Hem yeni bir yaşam deneyimi oluyor bana. Bundan daha güzel ne olabilir?
Uzun zamandır yaşadığım en güzel 2 gündü bu günler. Bakalım yarın bize neler getirecek?
Cya ♡
Comments