Ne güzel bir başlık oldu böyle. Selam ben Venera, düzenli blog yazmayan Venera, niye olduğunu bilmeyen Venera. Nabersiniz?
Geçen haftayı çok güzel ve istediğim şekilde tamamladığımı duyurmak isterim. Her ne kadar buraya hafta boyunca yazamamış olsam da ideal haftamı bitirdim. İyi ki de bun yapmışım. Fiziğim tekrar eski halini aldı. Bunu çok özlemişim. Artık sahip olduğum fiziği korumanın ne kadar güzel hissettirdiğini biliyorum. Belki de bunu anlamak için 1 kere de olsa bunu kaybetmem gerekiyordu.
Bugünün başlığı çok özel bir andan geliyor. Bugün (ve dün) canım pek bir şey yapmak istemiyor. Regl oldum. Çok keyifli ya da istekli değilim. Arada olur böyle zamanlar. Biz çok keyifli olduğumuzda da çok keyifsiz olduğumuzda da hayat devam ediyor. Bunu arada kendimize hatırlatmalıyız.
Sabahtan ipek kirpik yaptırmaya gittim. 2 saat boyunca orada öyle yatmak zorunda olmak bazen insana çok itici gelebiliyor. İlk yaptırdığınızda süper bir heyecan. Ancak sonradan rutine binice -her şey gibi- o ilk motivasyonu gidiyor. Oradan sonra kendi davranışlarınızı stabil tuttuğunuzda da kişiliğinize ve rutinlerinize oturuyor. Bu örnekte düşünmeden gidip oraya kendinizi atmak oluyor bu. Ben de bugün hiç düşünmeden evden çıktım ve gittim. Bunu yapmasam üzerine fazlaca ve gereksizce düşünüp gitmeyecektim.
Bugün yaptığım 2 ana aktivite kirpik yaptırmaya gitmek ve spordu. Bugün az kalsın yine o kaytarma dönemine girecektim. Dün reglimin ilk günüydü feci yorgundum o yüzden rest day verdim. Bugün de canım hiçbir şey yapmak istemediği için evde pinekliyordum. Ama içten içe bundan da rahatsızdım. Canım hiçbir şey yapmak istemiyordu. Bir de bunun üstüne canım neden bir şey yapmak istemiyor diye kendime yükleniyordum. Evet evet pek mantıklı duyulmuyor biliyorum. Hangimiz her saniye full mantıklıyız ki zaten?
Sırf sıkıntıdan ve geçen spordan kaytarma döneminin bana ne kadar negatif olarak geri döndüğünü bildiğimden fazlaca düşünmeden spora gittim. Kafamda şu vardı: dizimi açarım, yavaş yavaş yürürüm, bana biraz hareket olur. Sonra hiç ama hiç beklemediğim bir şey yaptım. 9 hızda hiç durmadan 30 dakika, evet tam tamına 30 dakika KOŞTUM!
BEN 30 DAKİKA HİÇ DURMADAN KOŞTUM! WOW!
Bu benim için muazzam önemli bir adım. O kadar da kendiliğinden oldu ki. Gym'e gittiğimde yan koşu bandındaki adam koşuyordu. Sonra ben de koşayım dedim. Dizimi açıp koşmaya başladım. Baktım ki bir şey izlerken koşuna pek keyifli oldu ve hiç sıkılmadan 10 dakikayı tamamladım. Sonra dedim ki hadi 15 dk yapayım. 15 oldu "lan 20'ye tamamlayabilir miyim?" dedim. 20 oldu. Dizi devam ediyordu ben de devam ettim. Bugün 30 dakika koşarsam buradan çıktığımda ne kadar da harika hissederim diye düşündüm. O an koşmayı bırakabilirdim ama sırf denemek için bırakmadım.
Başka bir gün 30 dakika koşma gayesiyle spora gitsem en baştan 30dk koşmam gerekecekti. Ama ben orada zaten 20 dakikasını koşmuştum. Yani 30dk koşmak için sadece 10 dk koşmam gerekiyordu. Bu matematik hoşume gitti. Ben de yaptım. Evet bazen bu kadar basit olabiliyormuş.
JUST DO IT!
Bundan aylar önce ilk 30 saniye koşum için kendimi tebrik etmiştim. Sonrasında 1dk, 2dk, 5dk derken bugün geldiğim yer 30dk. Bunun mutluluğunu yaşamayan bilmez. Gelişim muazzam bir şey.
Gelişim ve dönüşüm sizinle olsun... Venera kaçar...
Cya ♡
Comments