social media is fake
- venerasyy
- Nov 26, 2023
- 3 min read
Updated: Dec 14, 2023
Özellikle sosyal medyanın son zamanlarda en sevdiği içerik türlerinden biri #slowliving ve #basiclife konseptli şeyler. Eski dönemleriyle kıyaslayınca bu tarz içerikler yine daha sempatik kalıyor ama burada da bir sıkıntı var (Hatırlarsanız eskiden asla ulaşılamaz kadın figürleri, manken güzellemeleri, anoreksik vücut tipleri vs modaydı). Kolay kolay bir şeyi etiketlemem ama bu konuya "sıkıntı" demekten çekinmiyorum. Sıkıntı da en temelde social media is fake olayının farkında olmamamızdan çıkıyor.
Basic life konseptinin tam tersi için bir terim henüz gelmedi sosyal medya yetkili merciilerinden, ama yakındır. Gerçi biz bunu zaten biliyoruz: koşuşturma. Bu platformlar aslında hali hazırda bildiğimiz şeyleri o kadar güzel tekrardan servis ediyorlar ki kafamız allak bullak oluyor.
Keşfette gezinirken önüne bir reels düşüyor. Pek bakımlı bir abla sabah kalkmış, pıtı pıtı kahvesini yapmaya gidiyor. Arkada pek huzurlu lo-fi parçalar çalıyor. Sonra kahvesinin yanına kitabını alıyor, manzaraya bakarak zaman geçiriyor vs vs. Ana teması da işte yaşadığınız anın keyfini çıkarın, hayatınızı yavaşlatın, nefes alın vs. Şimdi bunlar kötü şeyler değil tabii ki de, hiçbir şeyi genelleyerek eleştirmiyorum ama bunların servis ediliş amaçları bambaşka.
O reelsi çeken insan onu bir içerik üretme ve izlenme kaygısıyla yapıyor. O yüzden o tip videolar hep estetiktir ve genelde güzel kadınlar bunu çeker. Günün sonunda vermek istediği mesaj değil önemli olan, "bakın ben pek güzel ve alımlı bir şekilde kahvemi içiyorum" demek - ki izlensin.
Pazarlama stratejisi olarak hiçbir sıkıntısı yok bu arada bunun. Ama biz bu içeriklerin tüketicileri olarak yanlış şeye kanıyoruz. "Aaa ne kadar da güzel bir video çekmişler" falan deyip izleyip keyiflensek ve geçsek şahane ama biz ne yapıyoruz? Oturup kara kara "aga biz bu kahveyi niye bu kadar güzel içemiyoruz lan" diye düşünüyoruz ya da "ya bak insanlar ne güzel huzurlu huzurlu takılıyorlar bi biz mutsuzuz böyle bir hayatımız yok" falan diye düşünüyoruz.
Şimdi gelin bu konseptin tam tersine de bir bakalım. Yukarıda bunun tam tersi yok dedim ama sonra şu konsept geldi aklıma: productivity. Youtube'a şimdi gidip productivity yazacağım ve adım gibi eminim ki prouctivity routine adı altında sabah 5'te kalktım bunu yaptım şunu yaptım videoları çıkacak. (Benim bayıla bayıla tükettiğim bir konsept bu arada ona lafım yok ahahahah içerikten bağımsız daha genel bir konsepti eleştiriye açmak istiyorum burada).
Bu tip içerikler keşfette karşınıza düştüğünde de yine hoş bir hanımefendi ya da genelde yarı çıplak karın kaslı yakışıklı bir abimiz sabah alarmını kapatarak güne başlıyor. Yatağını yapıyor, ortalığı düzenliyor, kahve yapıyor. Sonra bir düşüneyim.. hmm... Gym'e gidiyorlar tabi ki, arada bir mac açıp iş yapıyorlar güyaa. Ana teması, koşturuyorum ama o kadar düzenli ve estetik koşturuyorum ki ben muazzam mükemmel bir üst insanım olan bu içerikler de aynı şekilde sadece bir içerik. Ama biz bunları yine yanlış tüketip "Abi ya adamlara bak her şeyi ne kadar da muntazam yapıyorlar, hem çalışıyorlar, hem spora gidiyorlar, hem dengeli besleniyorlar, hem zenginler, hem güzeller/yakışıklılar. Ben hayatımda bi b*k beceremiyorum" düşüncelerine kapılıyoruz.
Acilen sosyal medyayı nasıl kullanmamız gerektiğini öğrenmeliyiz. Kendi mentalimiz için.
Görüp geçme ve işin arkasında gerçekten yatan şeyi göremiyoruz. O yüzden de biz bir şeyi yapsak da yapmasak da hep yanlış şeyi yapıyormuşuz hissi geliyor. Kendimizi yoğun bir tempoda ve koşuşturma arasında yakalasak "Ben yavaşlayamıyor muyum?, Kendime hiç zaman ayıramıyorum, hayatımı basitleştirmeliyim diye düşünüyoruz". Tam tersi, kendimizi verimsiz hissettiğimiz, boşboş yatıp hiçbir şey yapmadığımızı düşündüğümüz zamanda da bunun tam tersi şekilde kendimize yükleniyoruz.
Peki neden boşboş yattığımızı düşünmek yerine hayatımızı basitleştirdiğimizi ve o estetik abla gibi hayattan keyif aldığımızı falan düşünmüyoruz? Benzer şekilde, rutinlerin ve yoğunluğun arasındayken ne kadar verimli zamanlar geçirdiğimizi düşünerek sevinmiyoruz? Ahhh ah sosyal medya böyle bir yalan işte...
Ben de bunların hepsini geniş perspektiften görmeye yavaş yavaş geldim. Hangi tarzın kendi hayat düzenime daha uygun olduğunu bulmaya çalışıyordum. Zaman zaman ikisinin de cezbedici tarafları oluyor çünkü.
productivity vs. slowliving
Sonra dönüp dolaşıp ikisinin de diğeri olmadan anlamsız ve daha önemlisi sıkıcı olacağını anladım. Hafta içi bir rutinin ve koşuşturman yoksa örneğin haftasonu tatil yapmanın bir anlamı olmaz. Sürekli koşuşturma ya da sürekli yavaş yaşama yapamazsın. Abi gerçekçi olalım yapamazsın. Sosyal medyanın *****!
Bizi bi kendimize bırakamıyorlar ki oturup bir düşünelim, karar verelim, hayattan ne istiyoruz bakalım. Varsa yoksa en iyisi en mükemmeli olmalısın kaygısı yüklüyorlar. İşin ironisi de benim bu yazıyı bir içerik üreticisi olarak yazmış olmam ahahah
Size yeni soluklanmalar ya da yeni koşuşturmalar diliyorum. Artık size ne lazımsa...
Cya ♡
Duck syndrome.
Geçenlerden storyinde bahsettigin gibi iş farklı bir boyuta evriliyor. Kahrolsun Kapitalizm 😂