Kişilik sorgulamasında "thigh gap"in sahneye girişi
- venerasyy
- Dec 15, 2023
- 4 min read
Yazmanın aynı anda çok kolay ve çok zor olduğu bir andayım. Yine… Neden biliyor musunuz? Çünkü kafam sanki çok dolu ama bir yandan da kısa ve öz bir şekilde yazıya dökebileceğim şekilde toparlanmıyorlar gibi.
Koydum elimi klavyeye, serbest çağrışım devamke…
Hayatımda ilk kez bu kiloya kadar düştüm, hem de sağlıklı ve tutarlı bir şekilde. Bu benim için wow bir şey. Ben kendimi bildim bileli hep toplu ve balık etli bir insan oldum. Bebekliğim ve çocukluğum da böyleydi. Özet olarak zayıf ya da düşük kilolu olmayı hiç deneyimlemedim. Nasıl hissettirdiğini bilmiyordum. Sadece etrafımdaki insanlar öyle olabilir bense hep böyle olacağım gibi aslında yanlış ama kafama çok işlemiş bir düşünce vardı.
Bazı şeylerin yaşayagelmediğinizde sanki o his ya da durum sizin için var olamaz gibi geliyor. Ne kadar bunu dışarıda başaran insanlar da görseniz kendi içinizde ikna olamıyorsunuz. Ta ki bir gün karar verip o yolu seçene kadar.
Bu kilo verme konusu benim için ki başlık üzerinden önemli. İlki yukarıda da bahsettiğim gibi komple bir kafa yapısını değiştirmiş ve yerine yeni bir kod yazmış olmam. İkincisi de bu süreç içinde aslında değişikliğin ne kadar önemli olduğunu fark etmem. Buna da detaylı bir şekilde birazdan geleceğim.
Özellikle lise döneminde bir ara “thigh gap” olayına çok takıntılıydım. Nedense hiç ulaşamayacağım (sanki çok önemli bir şeymiş gibi) bir şeymiş gibi görüyordum. Sadece bunun için spor yaptığım bir dönem bile vardı. Neyse ki o tip şeylerin de modası geçti de kurtulduk. Bunun ne kadar sağlıksız ve saplantılı bir şey olduğunu kenara atıp bunu bir konsept olarak ele alalım.
Bu sabah aynada belki de ilk kez o görüntüyü kendimde bu kadar net gördüm. Artık nihai amacım bu değil tabii ki de ama yıllardır kafamda olan şeyi karşımda görmek işte bana bu satırları yazdıran şey oldu. “Nasıl yani?” dedim kendi kendime. Ben sadece spor yapıp düzen tutturdum. Hiç de ekstra bir şey yapmadan zamanında imkânsız olarak nitelendirdiğim bir şeyi başarmış olabilir miydim? Sonuç tam da buydu. Al sana yine bir WOW moment!
Ortaokulun sonundan beri bir şekilde fitness ile ilgileniyorum. Düzenli gym’e gidiyorum ya da o zamandan beri bir düzenim var demiyorum ama ilgileniyorum ve en büyük hobilerimden biri oldu hep. Bu alanda çok kilit iki cümle / felsefe var. Bunları al cebine koy ve al sana sonuç. Bu kadar.
Just do it!
Trust the process!
Önemli olan başlıklardan ilki gayet bariz ve anlaşılabilir. Gelin ben size bu ikinci kısmı biraz daha açayım. O eski dönemlerde, ben bu ince bacaklara sahip değilken (böyle bodoslama yazacağım) burayı ulaşılmaz bir yer olarak görüyordum ya bana şöyle geliyordu: eğer bir gün olur da ben o hayalimdeki fiziğe sahip olursam aşırı farklı hissedeceğim, yer yerinden oynayacak, tüm dünya değişecek falan ahahahahahah. Böyle açık açık yazınca nasıl da garip duyuluyor dimi? Biliyorum hepimizin böyle asılsız inanç kalıpları var.
Bu sabah aynaya baktığımda ve bacaklarımın arasındaki o çok net boşluğu gördüğümde beni en çok şaşırtan o oldu. Ee dedim, sanki hissiyat olarak hiçbir ekstrem bir şey olmadı. Hani wow bir şeydi bu ahaahhaah
Zihin, zihin, zihin…
Algı, algı, algı…
İnandığınız, inanmadığınız; kendiniz için yarattığınız, yıktığınız tüm kalıplar sizin aklınızdan çıkıp size geliyor. Herkesin kendi algısı kendi hayatını inşa ediyor. Bunu fark edip dışarıdan bakana kadar da kendi algınız olan Truman Show’da yaşadığınızı düşünüyorum. Bunu böyle dramatik bir yerden söylemiyorum. Sadece basit bir gerçeklik olduğu için anlatmak istedim.
Bugün de aynaya bakıp bunları fark ettik işte…
Gelelim bir başka noktaya. Beni çok heyecanlandıran bir şey oldu. Hani ben ara ara şey diyordum ya, kadınlardan oluşan bir takipçi kitlesi istiyorum. Birbirimizle etkileşebildiğimiz, birbirimize bir şeyler katabildiğimiz paylaşımlarda bulunabildiğimiz… Tam da doğum günümde Instagram’dan bir kadın takipçim bana dünyanın en tatlı mesajlarından birini attı. Bu benim için o kadar güzel bir andı ki. Bayıldım, bayıldım ♡ Yok yazarak anlatamayacağım o hissi.
Aldım hemen bunu nereye bağlıyorum bakın. Yine aklımda vızır vızır geçen düşüncelerden birisi de çocukken ya da yaşça daha küçükken daha kendimizden emin, bilge ve azimli olduğumuz. Ben kendi çocukluğumu hatırlıyorum da oldukça sağlam fikirlerim, uygulama şekillerim ve sistem düşüncelerim vardı. Oldukça da eminim ki aslında hepimizin çocukluğu şu anımıza kıyasla böyle.
Neyse burayı biraz kısa tutayım da başka bir yere bağlayacağım çünkü. Bu sosyal medyaya ilk girerken çok daha kendim gibiydim sanki. Bir kasıntım yoktu, ne derken nasıl gözükeceğimi böyle uzun uzun düşünmüyordum. Bu kadar kafaya takmıyordum kısaca ya da sırf o mecra için bir persona yaratma derdim yoktu. Direkt ben olarak açmıştım ve bendim. Şimdi zaman içinde takipçi sayım arttıkça sanki sosyal medya kişiliğim ve kendi öz kişiliğim birbirinden uzaklaşıyor gibi hissediyorum. Neden böyle oluyor? Sosyal medyadaki her influencer aynı şeyleri yaşıyor mu acaba?
Manifest: Kendi kafama uygun ve sohbet edip tartışabileceğim, benden daha uzun süredir bu mecrada olan influencer bir arkadaşım olsun.
Tam olarak şeyi çözemiyorum mesela insanlar beni neden takip ediyor? Evet tamam çoğunluk okay ama 50K kişi de estetik içerikler için mi takip ediyor? Hepsi mi yani? Aralarında beni ben olduğum için de takip eden var mıdır acaba? Ya da ben yeni yetme bir influencer olduğum için mi buna bu kadar kafa yoruyorum? Sen devam et işte takip eden eder etmeyen etmez de geç. Sanki ortada bir proje bir iş varmış ve ben de talep karşısında arz olmalıymışım falan gibi şeyler düşünüyorum.
Aga ben çok düşünüyorum…
Zaten benden bir tane daha olsa gidip direkt yapışırım yakasına. Ben bu yolu tek başıma yara yara açıyorum o yüzden. Dediğim şey şu: genelde kitleler tarafından bilinirliği olan insanlar tek bir kişilik üzerine bilinirler. Hadi en kötü birkaç birbirine yakın etiketi temsil ederler. Ama ben birbirinden çok alakasız etiketlere aynı anda sahipmişim ve hepsi de beni temsil ediyormuş gibi geliyor.
Bu başlı başına uzunca bir yazı olacağından bunu başka bir zamana saklıyorum. Ama sırf takipçilerimin arasındaki kadın oranının artmasından kaynaklanan motivasyonumla blog paylaşımlarımı sıklaştıracağım.
Kadınlara verdiğim önem bir yana, hepinizi seviyorum gençler. Görüşmek üzere…
Cya ♡
Üniversitenin ilk yılında "kötü bir dönem" geçirip ağırlığımın üçte birini kaybettim ama şimdiki zayıf vücuduma alışmam ekstra 2 yıl aldı. Lisede ben de thigh gap'e çok takılıyordum, sonra bir baktım boşluk var bir gün orada ama hiçbir şey getirmemiş. O kötü dönemden çıktım, düzgün beslenmeye başladım(spor falan yok) kilom da 1-2 kilo harici oynamadı o günden beri. Pantolon bulamadığım günlerden bana ne yakışır günlerine geldim iyi ki ama zaman alıyor.
Btw bu dijital kimlik konusunda bence kendimize çok yükleniyoruz, sen de sal bence ve hiç problem değil. Dijital mahallede farklı bir figürümüz olmasında bir sakınca yok. Esen kalın, daha fazla yazı gelsin. bildirim e-postası gelince saklıyorum oturup okumak için