Public Enemy

Lider olup bir kitleyi yönlendirmek için ortak bir düşman belirlemen lazım. Public enemy. Kitleyi elinde tutmak ve onu değerlendirilebilir kılmak için mutlak iyi (biz) ve mutlak kötü (diğerleri) ayrımı olmak zorunda. Tarih boyunca hep aynı şeye şahit olduk zaten. Eğer kucaklayıcı ve sevgici bir tutum benimsersen kendi inandığın değerler adına insanlığını yaşamış olursun. Vicdanını rahatlatırsın. İyi bir öğretmen, psikolog, arkadaş vs olabilirsin ama yönetici, lider, başkan vs. olamazsın. Mutlak iyi ve mutlak kötü ayrımını in group - out group dinamiği şeklinde kitlene dayarsan ancak sürdürülebilir ve kontrol edilebilir bir takipçi topluluğu oluşturabilirsin. Bu yönetme metodunu kendi doğrun için manipüle edebilirsin. Elbette. Teknik olarak. Kendi doğrunun kucaklayıcı ve hümanist bir bakış açısı olduğunu varsayıyorum. Bu da öyle bir paradoksa girer ki kendi vicdanınla çeliştiğin için yola başlayamazsın. Başlasan da devamını getiremezsin.

Kucaklayıcı, insancıl ve sevgi üzerine kurulu bir sistem inşa etmek için önce kazanmalısın. Kazanmak için önce kuralları öğrenip sonrasında onlara göre oynamamak adına önce tamamen onlara göre oynamalısın. Ama oynamalısın. Kimse manipüle edilemesin diye önce sen manipüle etmelisin. Siyasetin, dinlerin, kültürün ve tüm öğretilerin üzerine çıkıp sevgisizliği, kendini gerçekleştirmemeyi, birey olamamayı ortak düşman haline getirmelisin. Public enemy. En az şu an dışlanan, ötekileştirilen ve korkulan düşmanlar gibi ötekileştirmelisin. İnsanlar (toplum) şu an öpüşen iki erkek gördüğünde hangi damarları kabarıyorsa, hangi şekilde tepki veriyorlarsa senin kuracağın sistemde de kendini gerçekleştiremeyen bir insan gördüklerinde öyle tepki verecek hale gelmeliler. Kendine kötü davranan, kendine değer vermeyen bir insan gördüklerinde onlarda bir şeyler harekete geçmeli. Kendilerini durduramadan tepki verecek hale gelmeliler.

Bunu yapmak için önce bir birey olmalısın. Kendini geliştirip kendini bulmalısın. Değerlerini oturtmalısın. Bu yolculuğa çıkacak kadar derin biri olup sonrasında da siyasetçi olacak kadar ***** olmalısın ki fikirlerini dayatmanın legal hatta gerekli olduğu bir mevkide var olabilesin.

O yüzden huzurun, sevginin, mutluluğun manipülasyonu tarih boyunca hiç olmadı. Kitle, her zaman bir araç oldu amaç olmadı. Ne kadar kitlelere vaatler verilse de ana hedef onlara ulaşmak olmadı. Kötüler de kazanmadı. Çünkü iyi ve kötü ayrımı yapanlar hiçbir zaman o sahnelerde oynamadı. İşte bu yüzden hiçbir zaman iyinin manipülasyonu yapılmadı. Yapılmayacak. Yapılamayacak.

Tüm bu ✨ilham✨ bugün bu filmi izlerken geldi. Adı “Nimona”. Uzun süredir hiç bu kadar iyi bir şey izlememiştim. Fazla spoiler vermek istemiyorum ama bunu izlemeniz lazım. Kesinlikle. Animasyon filmi. Bu sektör o kadar gelişmiş ki sadece görselliği bile izlerken çok keyif veriyor. Ekstra içinde kurduğu dünya bana ortaçağ cyberpunk’ı gibi hissettirdi. Evet bu terimi ben uydurdum. Geleceğin teknolojisini eskinin gelenekselliğiyle birleştirip alternatif bir evren kurmuşlar. Oldukça yaratıcı ve farklı geldi bana. Konusuna girmiyorum bile. Ne dersem diyeyim spoiler vermeden yazamam çünkü. Özellikle birlikte izleyip üzerine tartışabileceğiniz bir grubunuz varsa keyfi ikiye katlanacaktır. İzleyeceklere şimdiden iyi seyirler.

Cya ♡